Selamlar, düzenli çalışmamıza devam ediyoruz ve ben "Brit Şalom" kitabının en ilginç kısmına geliyorum — Nuh’un çocuklarına ait yasalar. Hâlâ cinayet yasalarıyla ilgili olan beşinci bölümdeyiz. Cinayet, tüm anlamlarıyla; cinayetin dalları olan şeyleri de kapsar ve bu, bir kişinin başka bir kişiye zarar verdiği her şeyi içine alır.
Burada, Beşinci Bölüm, 17. Alaha’yı okuyorum. Bu, “rodef” (takipçi/saldırgan) yasası hakkındadır. Eğer birinin beni öldürmek amacıyla kovaladığını görürsem ne olur? Ne yapmalıyım? Bu bir meşru müdafaa durumudur. Ne yapmalıyım? Burada, eğer ondan kaçmanın başka bir yolu yoksa, kişiyi öldürmek isteyen birinden kendini kurtarmak için saldırganı öldürmek caizdir. Fakat eğer saldırganın bir uzvunu yaralayarak kaçabiliyorsam ya da benzeri bir şeyle, onu öldürmeme izin verilmez; onun yerine bir uzvunu yaralamalıyım.
İlkeler basittir: Öldürmekten kaçınabiliyorsak öldürmeyiz. Biri beni öldürmeye çalışsa bile, kendimi onu yaralayarak kurtarmalıyım. Örneğin, saldırganın bir uzvunu yaralayarak.
Şimdi, bu benim kovalandığım durumdur. Peki ya bir başkasının kovalandığını görürsem? 18. Alaha’da şöyle denir: “Bir kişi, başka bir kişiyi öldürmek için kovalayan birini görürse ve kovalananı saldırganın uzuvlarından birini yaralayarak kurtaramazsa, saldırganı öldürmesine izin verilir.” Yine aynı ilke geçerlidir — kovalananı kurtarmalıyım. Saldırgana zarar vermeliyim, fakat eğer cinayeti engellemenin daha basit yolları varsa, saldırganı öldürmeme izin verilmez. Örneğin, bir uzvunu yaralayarak ya da ilerlemesini durdurarak. Veya basitçe polisi arayabilirim, bu da kurtarmanın bir yoludur.
Burada, hem Yahudi hukukunda hem de Nuh’un çocuklarına ait yasada yer alan bir kuralı öğreniyoruz — bir başkasını öldürmek için kovalayan saldırgan yasası.