Liquid error (sections/custom_mobile-menu line 86): Expected handle to be a String but got LinkListDrop
  • Group 27 Login

5. Bölüm, 5. Kısım “Brit Şalom” Rabbi Oury Cherki

Merhaba ve selamlar. Brit Şalom kitabının 5. bölümünde yer alan adam öldürme ve kan dökme yasağına dair meseleleri konuşmaya devam ediyoruz. Şimdi, adam öldürmenin ağır bir suç olduğunu anlayan bir kişinin şöyle diyebileceği bir noktadayız:
“Ben, birinin ölümüne sebep olabileceğim durumlara düşmek istemiyorum.”
Bu yüzden belki de doktor, cerrah ya da orduda asker olmamalıyım; çünkü bu alanların her birinde birinin ölümüne neden olabileceğim durumlarla karşılaşabilirim.
Peki bu yasak mı, izinli mi, yoksa arzu edilen bir şey mi? Şimdi bunu ele alacağız.

Burada 11. alahayı okuyorum:
Bir doktor, bir insanı kurtarmak amacıyla, risk içerse dahi ameliyat yapma iznine sahiptir.
Tevrat’ta, Mișpatim parasasında şöyle yazılıdır: “Ve mutlaka iyileştirecektir.”
Buradan anlıyoruz ki doktora tedavi etme izni verilmiştir. Ama bu izin ne anlama gelir?

Sonuçta, her tıbbi müdahale trajik şekilde sonuçlanabilir.
Bir kişi şöyle diyebilir: “Bu işlere karışmak istemiyorum.”
Oysa Tevrat, insana başkasını iyileştirmeye çalışmasını öğütler.
Şifa gökten gelir, bu doğrudur, ancak doktor, Kutsal Olan’ın (Yeruşalayim’in-Kudüs’ün Rabbinin) elçisidir; insanın yaşamını iyileştirmek, bazen de onu kurtarmakla görevlidir.

Peki ya istemeden adam öldüren biri?
Örneğin bir trafik kazasında.
Bir kişi aracına düzgün bakım yapmamış, frenlerin çalışıp çalışmadığını kontrol etmemiş olabilir — ya da olay onun suçu olmadan gelişmiş olabilir — ama biri ezilir, biri onun eliyle ölür.
Bu, kazara adam öldürme (bilmeden öldürme) olarak adlandırılır.

Bu durumda, ihmal sonucu birini öldüren kişi ölüm cezasından muaftır.
Bu cezanın uygulanabileceği zamanlarda bile Tevrat şöyle der:
Kazara öldüren birinin, bir sorumluluk seviyesi vardır; bu kişi bulunduğu yerden uzaklaştırılır ve başka bir şehirde, ir miklat (sığınak şehir) denilen yerde yaşar.

Bu, bize şunu anlatır:
Bir insan, bir başkasını kazara da olsa, ihmal sonucu öldürmüşse bile, bunu görmezden gelemeyiz.

Ama eğer bir kişi, adam öldürmenin serbest olduğuna inanıyorsa — o zaman sorumludur.
Bu ne demektir?
Bir kişi şöyle diyebilir: “Evet, ben öldürdüm... Ama bunun yasak olduğunu hiç duymadım.”
Aalaha der ki: Bu kişi sorumludur, cezalandırılır.
Çünkü “Adam öldürmenin yasak olduğunu bilmiyordum” deme hakkı yoktur.

Bu kadar temel bir ahlaki ilke söz konusu olduğunda, Tevrat bunu daha da sıkı bir biçimde ele alır
ve öldürmenin serbest olduğuna inanan birini sorumlu tutar.

Ve şimdi çok önemli bir alahaya geliyoruz:
Bir asker ne yapmalıdır?

Eğer ben bir askersem, ülkemin ordusuna katılmam bile caiz midir?
Sonuçta savaşta başkalarını öldürebilirim — bu serbest midir, değil midir?

Cevap şudur: Alahik otoriteler bu konuda hemfikir değildir.
Ancak Volozhinli Netziv, yani 19. yüzyılda yaşamış büyük İsrael bilginlerinden biri şöyle der:

Tevrat’ta “İnsandan insanın kanını talep edeceğim” (Bereşit/Genesis 9:5) dendiğinden,
kan dökme yasağının kardeşlik (Barış) durumu geçerli olduğu zamanlarda geçerli olduğunu anlıyoruz.
Ama savaş zamanı böyle bir kardeşlik durumu yoktur.

Dünya düzeni böyledir; savaşlar vardır.
Bu nedenle, bir Nuhî’nin (Noahid’in), ülkesi için orduya katılması, hatta savaşa gitmesi dahi caizdir.

More Lessons on Brit Shalom

Bölüm 5, Kısım 8 – “Brit Şalom” Haham Oury Cherki

Senin hayatın, arkadaşının hayatından önceliklidir.

Bölüm 5, Kısım 7 – “Brit Şalom” Haham Oury Cherki

Eğer cinayeti engellemenin daha basit yolları varsa, saldırganı öldürmeme izin verilmez.

Bölüm 5, Kısım 6 –“Brit Şalom” Haham Oury Cherki

Bnei Noah, puta tapmaktan, adam öldürmekten ya da zinadan kaçınmak için hayatlarını feda etmeyi seçebilirler, ancak bunu yapmakla yükümlü değildirler.

Search